Hukuk Fakültemiz öğretim elemanlarından Arş.Gör. Ahsen AKDEMİR’in ‘Kadınlara Yönelik Siber Ortamda Gerçekleştirilen Şiddet Fiilleri ve Faillerinin Tipolojisine Yönelik Fenomenolojik Bir Çalışma’ konulu makalesi Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2022 sayısında yayımlandı.
AKDEMİR, internetin yaygın kullanımının, özellikle kadınlara yönelik şiddet kapsamında tehditler, hakaretler, tacizler, takip etmeler ve dolandırıcılıklar gibi suç türlerini içeren suçların yaygınlaşmasına neden olduğunu ve bu eylemlerin kadınları duygusal, fiziksel ve ekonomik olarak etkileyerek onları mağdur ettiğini belirtti. Bu eylemler, kadınları duygusal, fiziksel ve ekonomik olarak zarar vererek mağdur etme yoluyla gerçekleşen siber suçlar olarak nitelendirilmektedir. Günümüz toplumunda sosyal medyanın büyük bir rol oynamasıyla bu tür vakaların arttığına dikkat çeken AKDEMİR, aynı zamanda bu suçların özellikle birbirlerini tanıyan kişiler arasında gerçekleştiğini gözlemledi. AKDEMİR, bu suçluların kimliklerini gizleyebilmelerinin geleneksel suç profillerine göre suç işlemeyi kolaylaştırdığını belirtti.
Araştırmasında, AKDEMİR on bir kadın ve bir erkek olmak üzere on iki siber şiddet mağduruyla fenomenolojik bir çalışma yaptı. Bu çalışmanın temel amacı, bu suç türlerindeki fail ve suç tiplerini belirlemekti. Ayrıca, mağdurların Türkiye’deki adalet sistemi hakkındaki görüşlerini inceledi. AKDEMİR, suçun, toplumun benimsediği yeni bir olgu olmadığını ve suçun faili olduğu gibi mutlaka mağduru da olduğunu vurguladı. Eğer suç, belirli bir kişi veya kişilere atfedilebiliyorsa, mağdur bu kişi veya kişilerdir. Aksi durumda, mağdur toplumu oluşturan herkestir. AKDEMİR, kadınların ataerkil bir yapı altında yaşamaya mecbur bırakıldığını ve bu nedenle fiziksel olarak daha zayıf oldukları için çeşitli suçların mağduru olduklarını belirtti. Bu suçlar sıklıkla cinsel taciz, takip etme, cinsel saldırı, tehdit, hakaret, kasten yaralama ve kişi özgürlüğünü kısıtlama gibi suçları içermektedir. AKDEMİR, kadınlara yönelik suç türlerinin internetin yaygın hale gelmesiyle bazılarının sanal dünyaya taşındığını ve bu suçların siber mekanlarda işlendiğini vurguladı.
AKDEMİR, kadına yönelik şiddetin tarihçesini ele alarak, kadınlara karşı şiddetin neslin korunması için kadınların cinselliğinin kontrol altında tutulması gerektiği inancından kaynaklandığını belirtti. Bu inanç nedeniyle kadınlara yönelik birçok şiddet eyleminin işlendiğini ifade etti. AKDEMİR, zaman içinde kadınlara yönelik şiddetle mücadele için politika değişikliklerine gidilmeye başlandığını ve kadın haklarının tanınmaya başladığını ancak şiddetin devam ettiğini söyledi. Kadına yönelik şiddetin kuşaktan kuşağa aktarılan öğrenilmiş bir davranış olduğuna dikkat çekti.
AKDEMİR, sosyal medyanın modern toplumda önemli bir rol oynadığını ve iletişimi etkilediğini belirtti. Facebook, YouTube, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının milyarlarca aktif kullanıcısı olduğunu ve çeşitli içerikleri paylaşmanın kolay olduğunu vurguladı. AKDEMİR, sosyal medyanın ceza hukukunda suçun işlenme yeri kavramını genişlettiğine dikkat çekti ve örneğin hakaret suçunun sosyal medya yoluyla işlenebileceğini belirtti. Ayrıca kullanıcıların hesaplarını gizli tutma seçeneği olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, AKDEMİR, COVID-19 pandemisinin sanal etkileşimi artırdığını ve bu nedenle çeşitli siber suçların riskini artırdığını belirtti. AKDEMİR, bu suçların fiziksel dünyadaki suçlar kadar zararlı olabileceğini ve herhangi bir düzenlemenin bu gerçeği göz önünde bulundurması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, kadınların sanal dünyada da güvende olmadığını belirtti.