Menü Kapat

İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu Çay Poşetlerindeki Plastik Tehlikesine Dikkat Çekti ve Sürdürülebilir Çay Hediye Etti

Kanada’da yapılan bir araştırmaya göre plastik çay poşetlerinin 95°C’ye ısıtılmış suda 5 dakika demlenmesiyle yalnızca bir bardakta 11,6 milyar mikroplastik parçacık ve 3,1 milyar nanoplastik parçacık suya sızıyor. Bu oran diğer gıda ürünlerine kıyasla binlerce kat daha fazla plastiğe maruz kaldığımız anlamına geliyor.

Avustralya’da gerçekleştirilen başka bir çalışmada ise insanların haftada yaklaşık 5 gram plastiği bünyelerine aldığı, bunun da bir kredi kartının boyut ve ağırlığına eşdeğer olduğu tespit edildi.

İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu, 2024 yılı Plastiksiz Temmuz etkinlikleri kapsamında kişileri tek kullanımlık plastik ambalajlı çaylardan uzaklaştırmak ve sürdürülebilir ambalajlı çayların ve demleme çayların kullanımını yaygınlaştırmak üzere Lazika Çay ile iş birliği yaptı. Bu amaçla Sürdürülebilirlik Topluluğu’ndan öğrencilerimiz ve Sürdürülebilirlik Ofisi ekibimiz, 03 Temmuz 2024 tarihinde Göztepe Kuzey Yerleşkesi’ndeki ofis ve sosyal alanları ziyaret ederek plastik içerikli çay poşetlerinin yarattığı çevresel kirlilik ve sağlık tehditleri hakkında bilgi verdi ve kampüs topluluğumuza tohumdan bardağa sürdürülebilirlik ilkelerine göre üretilen çaylar ikram etti. Kurulan bu iş birliği sayesinde, Temmuz ayı içerisinde kampüs topluluğumuzun tükettiği 1.500 bardak çay, atıksız olarak tüketildi.

Etkinlik sırasında projenin akademik danışmanları tüm katılımcılara araştırma sonuçlarının 95°’ye ısıtılmış suda 5 dakika demlenen çayın bir bardakta 11,6 milyar mikroplastik parçacığı ve 3,1 milyar nanoplastik parçacığı suya sızdırdığını ortaya koyduğunu açıkladı. Bu verilere göre, sadece çay içerek kişilerin haftada yaklaşık 5gr. plastiği bünyelerine aldığı ve bunun da yaklaşık bir kredi kartının büyüklük ve ağırlığına denk geldiğine dikkat çekildi.

Lazika ekibinin de belirttiği gibi, sallama çay poşetlerinin geçmişi 1908 yılında yapılan bir hataya dayanmaktadır. Thomas Sullivan adlı tüccar, her çay gibi suya atıldığında açılarak demlenecek olan çay yapraklarını maliyeti düşürmek amacı ile ipek poşetlere koyarak göndermiştir. Normal şartlarda bu poşetlerin kenarlarından kesilerek çayların demliğe alınması gerekirken, alıcılar çayı bu poşetler ile birlikte demlemişler. Böylece poşet çay yanlışlıkla bulunmuş ve pratikliği sayesinde kullanımı yaygınlaşmıştır. Ancak değerli bir malzeme olması nedeniyle, çay poşetlerinin üretiminde ipek yerine farklı malzeme arayışları süregelmiş ve pek çok malzeme denenmiştir. En yaygın olarak kullanılan ve ipeksi görünüme sahip olan malzemeler gıda sınıfı naylon veya polietilen tereftalat (PET) olmuştur. Ancak petlerin erime noktası yaklaşık olarak 250°C olsa da araştırmalar çok daha düşük sıcaklıklarda parçalanmaya başladığını ortaya koymuştur. Bu noktada, sürdürülebilir çay tüketimi için yeni arayışlar ortaya çıkmıştır. Bunların en bilinenleri ise; kağıt filtreler, müslin ve PLA malzemeler olmuştur. Kağıt fitreler opak yapılarından dolayı içini ve dolayısı ile çayın kalitesini göstermemesi açısından çok tercih edilmezken, müslin poşetler ise maliyeti artırmaktadır. Bu noktada sürdürülebilir üreticiler hem ipeksi bir görünüm yakalamak hem de sağlıklı bir çay tüketimi sunmak için yeni bir malzeme kullanmaya başlamıştır: Polylactic acid (PLA). Lazika çayların da poşetlerinde kullanılan ve bir biopolimer olan PLA, mısır koçanından elde edilmektedir. Yani kompost edilebilir bir malzemedir. Bu da demek oluyor ki bu çay poşetleri kullanıldığında içtiğiniz çaya mikroplastik karışmayacağı gibi, çayınızı içtikten sonra da arkanızda bir plastik atık bırakmayacaksınız.

Araştırma sonuçlarına göre en çok çay tüketen ülkenin Türkiye olduğunu belirten proje ekibi, bu sonuçlara göre Türkiye’deki her 10 kişiden 9’unun düzenli olarak çay tükettiğine dikkat çekti. Proje ekibinden Ayça ÇELİKBİLEK sosyal sorumluluk projesinin önemini şu sözleri ile açıkladı: “Kişilerin içtiği çayı plastikten arındırmak üzere yaptığımız bu iş birliği bizim için özellikle önemli. Plastiksiz ve sürdürülebilir bir yaşama adım atmada tüketici davranışlarını değiştirmek ilk adım; ancak alışkanlıkları değiştirmek zor olabiliyor. Türkiye’de bir kişi yılda ortalama 3,16kg çay tüketiyor. Bir sallama çay poşeti ise; yaklaşık 2gr. Yani bu değer kabaca bir hesapla yılda 1.580 poşet çaya ve 80 kutuya denk geliyor. Çay tüketiminde plastik içerikli ürünlerin kullanılmaya devam edilmesi durumunda bu tüketimin beraberinde önemli sağlık sorunlarını ve plastik atık yığınlarını göreceğiz. Bu yüzden hem kendi sağlığımızı hem de toprağımızı ve su kaynaklarımızı korumak için kampüs topluluğumuzu bu değişime davet ettik.“

Bununla birlikte, sürdürülebilir çay için geliştirdikleri sosyal sorumluluk projesinin sadece plastik atık miktarını azaltmak ile ilgili değil, aynı zamanda sürdürülebilir şehirler ve topluluklar ile de ilgili olduğunu belirten ÇELİKBİLEK sözlerine şu şekilde devam etti: “Çay Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası. Günlük ritüellerin, misafirperverliğin, sosyal etkileşimin ve dinlenmenin önemli bir bileşeni. Ülkemizde sadece siyah çay değil, adaçayı, ıhlamur, kuşburnu, kekik, papatya, karabaş otu, elma, hatmi çiçeği gibi Anadolu coğrafyasının sunduğu benzersiz biyoçeşitliliğin ürünü olan pek çok bitkinin çayı demlenmekte. Her bir çayın demleme ve içme pratiği, nesiller boyunca aktarılmış ve geleneksel yöntemler korunmuştur. Bu geleneksel yöntemler, semaverler ve küçük, lale şeklindeki bardaklarda servis edilme şekli, Anadolu kültürünün ayırt edici bir özelliğidir ve diğer bölgelerdeki çay geleneklerinden farklılık gösterir. Nitekim çay kültürü kimlik, misafirperverlik ve toplumsal etkileşimin sembolü olarak 2022 yılında UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne kaydedilmiştir. Dolayısıyla projemizin bir diğer amacı da kültürün sürdürülebilirliğini sağlamaktadır”.

Türkiye’nin somut olmayan kültürel miras listelerine en çok unsur kaydettiren ülke olduğunu ifade eden İMUSUS başkanı Furkan ERUÇAR, önemli olanın bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak olduğunu ifade etti. Hem İMÜ Sürdürülebilirlik Ofisi’nin hem de IMUSUS’ın somut olmayan kültürel mirası korumak ve kamuda bu kültürlere ilişkin farkındalık yaratmak üzere pek çok proje geliştirdiğini ifade eden ERUÇAR, yürütülen projenin çay kültürünü korumanın yanı sıra, çay kültürünün insanları birleştirici gücünü de ortaya çıkardığını ifade etti ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Sürdürülebilirlik Ofisi’nde misafirlerimize hem etkinliklerimizde hem de ziyaretlerinde Türk kültürünün önemli bir unsuru olan çay ikram ediyoruz. Çay eşliğinde yapılan yuvarlak masa etkinlikleri aynı zamanda sürdürülebilirlik üzerine tartışmalar yapmamıza, yeni projeler ve iş birlikleri geliştirmemize olanak sağlıyor.”

Lazika ekibinden Seray SARI ise; bu mirasın yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için sadece nihai ürünün paketlemesinin değil, ürünün üretim ve toplanma süreçlerini de içeren tüm  tarımsal üretim ve tedarik süreçlerinin adil, etik ve sürdürülebilir olması gerektiğine dikkat çekti. Bu noktada Elmalık Köyü’nde gerçekleştirdikleri sürdürülebilir çay tarımı uygulamalarında toprağı zenginleştirmek için bu yıldan itibaren çayda permakültür uygulaması gerçekleştireceklerini ifade etti. Çayın aynı zamanda Anadolu toprakları için önemli bir ekonomik kaynak olduğuna dikkat çektikten sonra hem toprağımızın hem kültürümüzün hem de ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğinin sağlanması için bir rol model olma çabaları olduğu bilgisini aktardı.

Benzer bir şekilde, İMÜ Sürdürülebilirlik Ofisi’nin de atıksız ve sürdürülebilir bir yaşam için rol model olma çabası olduğunu ve bu konuda Lazika ile ortak paydada buluştuklarını ifade eden ekip üyesi Öğr.Gör. Zehra SAVAN ise projenin önemini şöyle ifade etti: “Sürdürülebilir bir dünyada yaşama çabasında bazen kişiler ‘sadece benim çabam ile ne değişir’ diyerek değişimden kaçabiliyor. Bu nedenle Plastiksiz Temmuz etkinliklerimizin kurgusunu kişileri plastik atıklar ve etkileri hakkında bilgilendirirken, bir değişimi de başlatacak şekilde kurguladık. Bu noktada kişilere sponsorlarımızın sağladığı ücretsiz ürünler ile sürdürülebilir ürünleri deneyimleme fırsatı sunduk. Plastiksiz Temmuz etkinlikleri süresince Sürdürülebilirlik Ofisi’nde günlük yaklaşık 50 ziyaretçi ağırladık. Lazika ile yaptığımız bu iş birliği ile ay boyunca misafirlerimize 1.500 bardak sürdürülebilir çay ikram ettik. Bu değişiklik sonucunda kampüs topluluğumuzun vücudunda oluşacak yaklaşık 250 kredi kartı eş değerinde mikroplastiğin önüne geçtik, ki bu da bir ayda sadece çay içme alışkanlığımızı değiştirerek 1.250gr mikroplastiğin önüne geçmek demek.”

Plastiksiz Temmuz kapsamında düzenlenen ve bir ay boyunca süren etkinlik Üniversitemizin kurumsal sosyal sorumluluk politikalarının başında gelen sıfır atık politikasına uygun olrak, tamamen atıksız şekilde yürütüldü. Proje ekibi, sürdürülebilir poşetli çaylar ile kişilerin vücuduna girecek mikroplastiklerin önüne geçilmesinin yanı sıra, çay içimi sonrasında oluşan tüm atığın organik atık özelliğinde olduğunu ve oluşan yaklaşık 3kg organik atığın, Sürdürülebilirlik Ofisi’nin kampüste yürütmekte çalışmalar ile kompost edildiğini belirtti. Çayların karton kutularının ise; IMUSUS’ın yürüttüğü “İleri Dönüşüm Sanat” projesinde kullanılacağı ifade edildi.

Üniversitemizde 2022 yılından beri İMÜ Sürdürülebilirlik Ofisi tarafından yönetilen “Plastiksiz Temmuz” sosyal sorumluluk projesi, bu yıl İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu tarafından gerçekleştirildi. Projenin akademik danışmanlığını ise; İMÜ Sürdürülebilirlik Ofisi ekibinden aynı zamanda İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu’nun akademik danışmanlığını da yapan Ar.Gör.Ayça ÇELİKBİLEK, topluluk başkanı Ar.Gör.Furkan ERUÇAR ve Öğr.Gör.Zehra SAVAN üstlendi.

İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu (IMUSUS), “Plastiksiz Temmuz” projesinin 2024 yılı etkinlikleri kapsamında kişileri ay boyunca her gün günlük yaşamlarında kullandıkları tek kullanımlık bir plastik ürünü hayatlarından çıkarmaları ve plastiksiz bir yaşama adım atmaları için meydan okumaya davet etti. Meydan okuma süresince sosyal medya hesapları üzerinden her gün bu plastik ürünlerin yarattığı atık üretimi ve çevre kirliliği hakkında bilgi verilerek çevresel farkındalık yaratıldı. Sosyal medya hesabı üzerinden yapılan bu bilgilendirmelerin her birini takiben, kişilere o plastik içerikli ürünün yerine kullanabilecekleri, doğal içerik ve ambalajlı, plastik atık üretmeyen sürdürülebilir alternatifler sunuldu. IMUSUS, aynı zamanda yaratılan bu farkındalığı tüketici davranışlarına da taşıyabilmek için Türkiye ve Dünyada sürdürülebilirlik konusunda öncülük eden ve sürdürülebilir ürün etiketi olan 18 firma ile iş birliği yaptı. Bu iş birliği sayesinde, meydan okumanın belirli günlerinde firmaların sağladığı sponsorluk desteği ile hem öğrenci ve personelimize hem de kamuya, günlük yaşamlarında yeni bir davranış değişikliği yaratabilmek üzere, sürdürülebilir ürünler hediye edildi. Böylece kişilerin plastiksiz bir yaşama ilk adımı atmaları sağlanırken, kampüs topluluğumuzun kullandığı tek kullanımlık plastik atık miktarını ve çevresel ayak izinin azaltılmasına da katkı sağlandı.

Plastik kirliliği ve kişilerin kullandıkları plastik miktarı konusunda farkında olmalarını sağlayarak, onları tek kullanımlık plastik ürünleri hayatlarından çıkarmaları için bir meydan okumaya davet eden “Plastiksiz Temmuz” hareketi 2011 yılından bu yana tüm dünyada kutlanıyor.

Kaynaklar: https://www.lazika.com.tr/blog/icerik/poset-caylar-nereden-nereye
https://www.lazika.com.tr/blog/icerik/anadoluda-cay-kulturu-ve-cayin-onemi
https://www.trthaber.com/haber/saglik/en-fazla-cay-tuketen-ulke-turkiye-756496.html

Posted in Haberler, SKA 11, SKA 12, SKA 15, SKA 17, SKA 2, SKA 3, SKA 8, SKA HABERLERİ