İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu ve Sürdürülebilirlik Ofisi çevresel ayak izini azaltmak ve ekolojik sürdürülebilirliğe katkı sağlamak üzere sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyor.
İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu ve Sürdürülebilirlik Ofisi, artan doğa kayıplarına ve derinleşen iklim krizine dikkat çekmek için, bu yıl da dünyanın en büyük çevre kampanyaları arasında yer alan “Dünya Saati” uygulamasının ortaklarından biri oldu. Proje ekibi, 23 Mart sabahı sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları çağrı ile kampüs topluluğumuzu ve kamuyu her yıl tüm dünya ülkelerinde yerel saatle 20.30-21.30 saatleri arasında kutlanan “Dünya Saati”nin bir parçası olmaya ve sembolik bir eylemle 1 saatliğine ışıklarını söndürerek Dünyamız için pozitif bir şey yapmaya davet etti. Yapılan bilgilendirmede aynı zamanda bu bir saat içinde gezegenimiz için yapabileceklere dair bazı öneriler de sunuldu. Böylece, 2030’a yaklaşırken, kişilere sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için yaşam tarzları ve ilgi alanlarına göre yapabilecekleri konusunda ilham verildi.
İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu ve Sürdürülebilirlik Ofisi tarafından yapılan çağrı sonucunda etkinliğe 37 katılımcı dahil oldu ve Türkiye’de gezegen için harcanan toplam 3.336 saate 56 saat katkı sağlandı. Katılımcılar, bulundukları kentlerde geri dönüştürülebilir atıkların toplanması; atıkların ayrıştırılması; çevrenin temizlenmesi; biyoçeşitliliğin keşfedilmesi ve korunması; sıfır atık mutfak uygulamaları ile gıda israfının azaltılması; sürdürülebilirlik ile ilgili belgeseller izlenmesi gibi, kendilerinin seçtiği pek çok farklı aktivite gerçekleştirdi. Önemli bir farkındalık yaratan proje ile aynı zamanda katılımcılar ışıklarını söndürdükleri en az bir saatlik zaman dilimi içinde gezegen için gerçekleştirdikleri faaliyetleri yaparken çektikleri fotoğraflarını sosyal medya üzerinden paylaşarak, sosyal çevrelerini de “Dünya Saati” ve sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirmiş oldu. Proje ekibi, dünya üzerinde harcanan 1.556.200 saatlik etkinliğin bir parçası olmanın, özellikle sürdürülebilir bir gelecek için bireysel olarak harcanan bir saatin, milyonlarca saatlik eylem ve farkındalığa dönüşmesinin görülmesi açısından önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu aktardı.
İlk kez 2007 yılında sürdürülebilirlik gündemine dahil olan “Dünya Saati”, dünyanın dört bir yanından insanların gezegene desteğini göstermek ve onu etkileyen çevresel sorunlar hakkında farkındalık yaratmak için ışıklarını kapattığı sembolik bir “ışıkların kapanması” anı olarak biliniyor.
Günümüzde, Dünya Saati’nin ortaya çıkışından 16 yıl sonra, tek evimizin ve tüm geleceğimizin kaderini riske atan iklim ve doğa krizlerimizle artık bir dönüm noktasındayız. 2030’a kadar Paris İklim Anlaşması’nın belirlediği 1,5°C’lik küresel sıcaklık artış sınırını aşma yolundayız ve doğa ciddi tehdit altında. Geçen süre zarfında, küresel düzeyde endişe verici ve benzeri görülmemiş kayıp oranları yaşandı. Bu nedenle önümüzdeki 2030 Gündemi’ne ulaşana kadar geçecek 6 yıl, tüm geleceğimiz için çok önemli. Bu sürede, gezegenimize geri dönüşü olmayan zararlar vermemek için 1,5°C iklim eşiğinin altında kalmalı ve 2030’a kadar doğa kaybını tersine çevirerek on yılı olduğundan daha fazla doğa ve biyolojik çeşitlilikle bitirmeliyiz. Bunun gerçekleşmesi için hükümetler, işletmeler, topluluklar ve birey olarak bizler çabalarımızı acilen arttırmalıyız.
İşte 190’dan fazla ülkedeki binlerce bireyin katılma taahhüdü verdiği Dünya Saati, gezegenimiz için bireysel olarak harcayacağımız bu bir saati, binlerce ve milyonlarca saatlik eylem ve farkındalığa dönüştürecek ve 60 dakikanın çok ötesinde, devam eden bir domino etkisi yaratacak. Dünya İçin En Büyük Saat değerli bir birlik anı haline gelecek ve dünyanın, tek ortak evimizin yardımımıza ihtiyacı olduğunu ve onu korumak için hepimizin bir rol oynayabileceğini ve oynaması gerektiğini hatırlatacak.