Menü Kapat

İMÜ Sürdürülebilirlik Ofisi Deniz Ekosisteminin Korunması Konusunda Farkındalık Yaratmak Amacıyla SUFOD Ortaklığı ile “Sudaki Yaşam” Sergisi Düzenledi

İstanbul Medeniyet Üniversitesi, denizlerin ve denizel ekosistemlerin korunması konusuna dikkat çekmek amacı ile sudaki yaşam hakkında bilgi sunan bir fotoğraf sergisine ev sahipliği yaptı. Sürdürülebilirlik Ofisi ve İMÜ Sürdürülebilirlik Topluluğu tarafından, Sualtı Fotoğrafçıları ve Filmcileri Derneği (SUFOD) ortaklığı ile gerçekleştirilen “Sudaki Yaşam” sergisinin açılışı, 18 Aralık 2023 Pazartesi günü gerçekleştirildi ve sergi “3. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sürdürülebilirlik Haftası” boyunca İstanbul Medeniyet Üniversitesi Ziraat Bankası Kütüphanesi Fuaye Alanı’nda ziyarete açık kaldı.

Sergide, SUFOD tarafından yürütülen ve deniz kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını teşvik etmeyi amaçlayan TUSACAN (Türkiye Su Altı Canlıları Platformu) projesi kapsamında fotoğraflanan 24 türe ait fotoğraf sergilendi. Sergilenen fotoğraflar, küresel düzeyde farklı denizlerde yaşayan türlere dair örnekler sunarken, Türkiye ve Türkiye’yi çevreleyen denizlerde yaşayan türler hakkında da ayrıntılı bir bilgilendirme yapılmasına imkan sağladı.

Sergi açılışında Rektörümüz Prof.Dr. Gülfettin ÇELİK ve Sürdürülebilirlik Ofisi ekibi, deniz ekosistemlerin korunması hakkında bilgiler verirken, SUFOD yetkilileri ise; sergide yer alan türler hakkında bilgiler sundu. Sergide ayrıca sudaki tür zenginliğinin korunması ve sürdürülebilir balıkçılık uygulamaları gerçekleştirilmesi adına Türkiye’de avlanması yasaklanmış olan köpekbalığı, denizatı, vatoz, orfoz gibi balıkların fotoğrafları sergilendi ve bu türler ile ilgili bilgilendirmeler yapıldı.

Bir zamanlar oldukça bol olduğu düşünülen orfoz gibi türlerin yasadışı avcılık ve aşırı avlanma ile birlikte sayılarının azaldığına ve nihayetinde nesli tehlike altındaki türler arasında girdiğine dikkat çekildi. Bu durumun, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile beraber orfozların yaşamlarını ciddi şekilde tehdit ettiği belirtildi. Bu türlerin neslinin sürdürülebilmesi ve ekosistemdeki tür zenginliğinin korunabilmesi için türlerin korunmasının yanı sıra, yaşam alanlarının korunmasına ve kurallara uyulmasının sağlanmasına ihtiyaç olduğunun altı çizildi. Popülasyonları son yirmi yıldır hızla azalan orfozun Bern Sözleşmesi kapsamında, Akdeniz ülkeleri tarafından koruma altına alındığı, IUCN Kırmızı Liste’de “Nesli Tehlikede” olan tür olarak tanımlandığı belirtildi ve tropik sularda çekilmiş bir benekli orfoz türü hakkına bilgiler verildi. Türkiye’de çekilen orfoz fotoğrafları aracılığı ile de Türkiye’de orfozun ağ, olta ve zıpkınla yapılan avcılığının Ticari ve Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğler çerçevesinde sınırlandırıldığı belirtildi. Üreme yaşına gelene kadar avlanmaması adına daha önce koyulmuş olan 45cm’den küçük orfozların avlanmaması kuralına uyulmaması nedeniyle, gelinen noktada daha ciddi önlemler alınmasına ihtiyaç olduğu ve Türkiye’de orfozun avlanmasının yasaklandığı dile getirildi.

Orfoz sayısında görülen azalmanın, Türkiye sularında bir istilacı tür olarak aslan balığı sayısının artmasına da yol açtığı belirtildi. KÜÇÜKLER, Süveyş Kanalı’ndan gelen aslan balığının, Türkiye’ye Doğu Akdeniz’den girerek yayıldığını ve Ege’de de görüldüğünü, Marmara’ya doğru ilerlediğini belirtti. Bununla birlikte, son yıllarda aslan balığının besin olarak değerlendirilmek üzere yakalanmaya başlamışsa da orfozların azalması ile oluşan bu değişimin, ekosistemsel dengeye olumsuz etkisi olduğuna değinildi.

Bu bağlamda SUFOD Yönetim Kurulu üyesi Hanife KÜÇÜKLER, denizlerin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için doğru kararların doğru zamanlarda alınması ve kontrolünün sağlanması gerektiğini vurguladı. Bunun için uluslararası ve ulusal düzeyde alınan koruma kararları ile birlikte, hem sürdürülebilir balıkçılığın sağlanarak biyoçeşitliliğin korunması hem de sürdürülebilir turizm stratejileri geliştirilmesi için yerel yönetimlerin, balıkçıların, tekne sahiplerinin, dalış kulüpleri ve STK’lar gibi diğer paydaşların bir araya gelmesi gerektiğini belirtti. Bu konuda TUSACAN projesinin özellikle ülkemiz deniz ve iç sularında görülen türlerin varlığının, dağılım gösterdikleri bölgelerin ve türlerin birey sayılarının belgelendirilmesi ve takip edilmesi konusunda önemli bir veri tabanı sağladığını açıkladı. Böylece, sualtı canlılarının tanıtılmasının yanı sıra, sudaki yaşam ve deniz ekosistemleri hakkında araştırma yapan araştırmacıların ihtiyaç duyduğu verilere de katkı sağlandığına değindi.

Posted in Haberler, SKA 11, SKA 13, SKA 14, SKA 17, SKA HABERLERİ