İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sürdürülebilirlik Ofisi, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle, “Balkon Bahçeciliği Eğitimi” düzenledi. Peyzaj Mimarı Hatice Kübra ERUÇAR tarafından verilen “Balkon Bahçeciliği Eğitimi”, 16 Mayıs 2023 tarihinde Üniversitemiz Kuzey Yerleşkesindeki BİLTAM binasında bulunan Sürdürülebilirlik Ofisi’nde Ar.Gör. Furkan ERUÇAR’ın kolaylaştırıcılığında gerçekleştirildi. Aynı zamanda bir çevre eğitimi olarak kurgulanan eğitim, yerel çiftçiler ve gıda üreticilerinin yanı sıra, akademik ve idari personelimizin, öğrencilerimizin ve tüm halkın katılımına açık olarak gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında katılımcılar, yeni çözüm arayışlarının bir parçası olarak kendi yaşam alanlarında yetiştirebilecekleri ürünler hakkında bilgi aldı ve yetiştirme tekniklerini öğrenerek yerel birer çiftçi adayı oldu.
Eğitim, Peyzaj Mimarı Hatice Kübra ERUÇAR’ın teorik sunumu ile başladı. Bu sunumda ERUÇAR, çiftçiliğin ve tarımsal üretimin ülke ekonomisine sağladığı önemli katkının yanı sıra, toprağın yoğurulması; tarım ekosisteminin devam etmesi ve geliştirilmesi; için de büyük önem taşıdığını vurguladı. Günümüzde çiftçiliğin önündeki en büyük tehditler olarak tarım alanlarının azalmasına yol açan kentleşmeye ve iklim değişikliğine işaret etti. Azalan tarım alanlarının ve iklim değişikliğinin yarattığı dezavantajın, gelişen tarım teknolojileri ile asgari düzeye indirilebileceğinin; ancak bu sürecin yine de habitat kaybına, verimsizleşmeye ve tarımda dışa bağımlılığa yol açabileceğinin altını çizdi.
ERUÇAR sunumunda, balkon bahçeciliğinin Türk kültüründe uzun yıllardır bir geleneğe dönüştüğünü anlattı. Şehirlerde yaşayan insanların, balkonlarını sadece estetik bir unsur olarak değil, aynı zamanda bitki yetiştirmek ve doğayla daha fazla etkileşimde bulunmak için kullandığını belirtti. Böylece ufak birer bahçeye dönüşen balkonların, aynı zamanda kentleşme ile yaşam alanları daralan arıların hayatını kolaylaştıran bir ortam yarattığının ve tozlaşma ile birlikte biyoçeşitliliğe de önemli katkı sağladığının altını çizdi. ERUÇAR ayrıca, balkon bahçeciliğinin karbon ayak izinin azaltılmasında önemli bir role sahip olduğunu vurguladı. Geleneksel tarım yöntemlerinin, gıda üretimi için büyük alanlar gerektirdiğine ve bunun da ormansızlaşma, habitat kaybı ve sera gazı salımlarının artmasına yol açtığını ifade etti. Balkon bahçeciliğinin ise; kısıtlı bir alanda sürdürülebilir bir şekilde bitki yetiştirme imkânı sunduğunu ve bu üretimin özellikle ulaşım kaynaklı karbon salınımını düşüreceğinin altını çizdi.
ERUÇAR, sunumuna hem yerel çiftçi ve gıda üreticilerinin hem de balkon bahçeciliği yapacak olan kentlilerin ekim ve dikim aşamalarında dikkat etmesi gereken temel hususları açıklayarak devam etti. Bu noktada özellikle yükseltilmiş bahçeler gibi dar alanlarda gıda üretimi yapılırken birbirlerine destek olacak iyi komşuların ve bir diğer türün büyümesine engel olacak kötü komşuların neler olduğu konusunda ayrıntılı bilgi sunarak bahçeciliğe başlamadan önce ekilecek bitkilerin seçilmesinin taşıdığı önemi vurguladı. Sonrasında ise; katılımcılara tohum dikiminin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili teknik bilgileri aktardı. Bahçeciliğin bir süreç olduğunu, bitkilerin sürekli olarak takip edilmesi gerektiğini ve bitkinin ihtiyaçlarının gözlemlenerek giderilmesi gerektiğini belirten ERUÇAR, bitkilerin bakımında ve tarımda başvurulabilecek solucan gübresi, kompost, zararlı böcekleri uzaklaştırıcı losyon gibi çözüm önerilerinden bahsetti ve bunların nasıl uygulanması gerektiği ile ilgili temel kuralları aktardı
Teorik eğitimin ardından Sürdürülebilirlik Ofisi tarafından katılımcılara Türk kimliğinin, misafirperverliğinin ve toplumsal etkileşimin sembolü olan çay ikram edildi ve bu mola süresince eğitmen Hatice Kübra ERUÇAR, katılımcıların balkon bahçeciliği ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Aranın sonunda Sürdürülebilirlik Ofisi ekibimiz, uygulama aşamasında, okulumuzun atık azaltımı politikalarına uygun olarak, karton bardakların ileri dönüşüm ile tohumların ekilmesinde yetiştirme kabı olarak kullanılacağı bilgisini aktardı ve bardaklar içecek kalıntılarından arındırılmak üzere su ile yıkandı.
Verilen aranın ardından, ERUÇAR özellikle gıda güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilir tarımsal üretim için atalık tohumların öneminden bahsetti ve katılımcılara atölyede ekmeleri için atalık pembe domates, patlıcan, ayçiçeği, badem salatalık tohumları ve tek kullanımlık yerli maydanoz, fesleğen ve dereotu tohumları dağıttı. Uygulama bölümünde, her katılımcı ERUÇAR’ın yönlendirmeleri ile birlikte tohumlarını ekti. Tohum ekim aşamasından sonra eğitmenimiz H. Kübra ERUÇAR, katılımcılara tohumların çimlenme sürecinde dikkat etmeleri gereken hususları aktardı ve tohumların fideye dönüşmesini takiben yapmaları gereken şaşırtma işleminin nasıl yapılacağını uygulamalı olarak gösterdi.
Atölye, peyzaj mimarı Hatice Kübra ERUÇAR’a teşekkür belgesinin takdim edilmesinin ardından sona erdi.