İstanbul Medeniyet Üniversitesi olarak 2021 yılında ilk kez düzenlediğimiz Sürdürülebilirlik Haftası etkinliklerimizi gerçekleştirdik. Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin ÇELİK’in öncülüğünde gerçekleştirdiğimiz ve planlamasında ve düzenlenmesinde Uluslararası Performans Geliştirme Koordinatörlüğü ve Medeniyet Gemisi öğrenci topluluğumuzun rol aldığı program, 20-24 Aralık haftasında 5 gün boyunca 11 konuşmacı, 1 atölye ve 1 gezi programı ve yaklaşık 1350 dinleyicinin katılımıyla gerçekleşti. “Geleceğe daha yaşanılabilir, daha sürdürülebilir ve kendine yetebilir bir dünyayı nasıl bırakabiliriz?” sorusuna cevap bulmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz Sürdürülebilirlik Haftasında, özellikle de pandemi sonrasında tüm dünyanın gündemine oturan sürdürülebilirlik kavramı; enerjiden sağlık ve gıdaya, finanstan mutfağa, su kaynaklarından sanayiye çok çeşitli boyutlarıyla alanında uzman konuşmacılar tarafından derinlemesine ele alındı.
Sürdürülebilirlik Haftası, 20 Aralık 2021 tarihindeki ilk gününde Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin ÇELİK’in açılış konuşması ile başladı. Rektörümüz, yüzyıllar içinde doğal kaynaklarını düşünmeden yok ederek kendilerini yoksulluk ve ilkelliğe mahkûm eden Paskalya Adası yerlilerinin geçirdiği tarihsel süreci aktararak bugün için çıkarmamız gereken dersleri vurguladı ve “Sürdürülebilirlik Haftası adı altında organize edilen bu toplantılar serisi bizim belki kendimizi fark etmemize, geleceğimizi daha iyi kurgulamamıza, anlamamıza vesile olacak.” diyerek programı düzenleyen ve katılan herkese teşekkür etti. Ontario Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim DİNÇER, “sürdürülebilir enerji” konusunu ele aldığı konuşmasında, insanoğlunun kişi başına tükettiği enerji ihtiyacının hızlı artışı doğrultusunda fosil kaynaklı yakıtların kullanımını terk ederek sürdürülebilir enerjiye geçmemizin önemini anlatarak pandeminin de bu geçişi hızlandırdığını belirtti. “Hidrojen yakıt olarak, enerji taşıyıcısı olarak ve hammadde kaynağı olarak kullanılabilir. Biz artık hidrojen çağına geçiyoruz.” diyen DİNÇER, hidrojen üretimine yönelik projeler hakkında bilgi vererek dünyadan ve ülkemizden sürdürülebilir enerjinin kullanıldığı entegre sistem örnekleri sundu. İlk günün ikinci konuşmacısı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erhan AKDOĞAN “sağlıkta sürdürülebilirlik” konulu konuşmasında, ülkemizde sağlık teknolojilerinin gelişimini sürdürülebilirlik bağlamında ele aldı ve COVID-19 pandemisinin sürdürülebilirliğin sağlık, bilim ve teknolojideki önemini somut bir şekilde tüm dünyaya gösterdiğini vurguladı. “Pandemi sürecinde yerli aşı, yerli ventilatör, yerli tanı kiti gibi kavramlar bambaşka bir noktaya geldi.” diyen AKDOĞAN, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının aşı ve ilaç gibi alanlardaki AR-GE faaliyetleri ile COVID-19 aşısının geliştirilme süreçlerinde gelinen durum hakkında bilgi verdi.
Sürdürülebilirlik Haftamızın 2. gününde Letven Capital Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Dr. Kamil KILIÇ, “yeşil finans” konulu konuşmasında, sürdürülebilir finans 1.0 kavramından bugüne, üretilen değerin sadece para ile ölçüldüğü konvansiyonel finans anlayışından “e-toplum” kavramı çerçevesinde sadece para ile değil, ortaya konan entelektüel, sosyal ve çevresel değerler ile tanımlanan bir anlayışa doğru bir dönüşüm yaşandığını açıkladı. “Dünyada artık paradan para kazanma sistemi çökmeye başladı; görülen yüksek enflasyon oranlarının nedeni bu.” diyen KILIÇ, dünya finans sektöründe yeşil tahvillerin öne çıktığı bu süreçte ülkemizin de dünyayı okuyabilen iş adamları yetiştirerek bu sürece ayak uydurabilmesinin önemini vurguladı. Yenilenebilir ve temiz enerji üretimini konu alan atölye programında ise, katılımcıların kentin enerji üretiminde birer karar verici olarak enerji politikaları üretecekleri bir rol oyunu olan “ElectriCITY: Enerji Tercihleri Oyunu” oynandı. Üniversitemiz Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Arş. Gör. Ayça ÇELİKBİLEK ve Jeoloji Mühendisi Gökhan SAPMAZ’ın moderatörlüğünde oynanan oyunda, katılımcılar kentlerde enerji yönetimi, fosil yakıtlar, yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği gibi temel kavramlarla ilgili bilgi edinerek enerji ve politika kararları vermede karşılaşılan zorlukları ve ödünleri eğlenerek kavradılar. 2. günün son konuşmacısı Kaanlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve MÜSİAD 6. Dönem Genel Başkanı Abdurrahman KAAN ise “gıdada sürdürülebilirlik” konusunu işlediği konuşmasında, tedarik zincirinin uzun vadede sürdürülebilirliği, ülkemizde meyve-sebzenin tüketiciye ulaşma sürecinde yaşanan büyük kayıplar, ambalajlama ve geri dönüşümün önemi, Yeşil Mutabakat modeli ve kırsalda yaşam gibi konular üzerinde durdu. Pandemi sonrası dünyada gıda ve sağlığın daha da ön plana çıktığını vurgulayan KAAN, gıda üretiminde sürdürülebilirlik için toprağın organik yapısının korunmasının öneminin ve toprak, su ve biyolojik çeşitliliğin biyolojik sınırlarına saygı duyma görevimizin altını çizdi.
Haftanın 3. gününde ağırladığımız TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan MANDAL, “Sürdürülebilir Gelecek ve Yeşil Dönüşüme Yönelik Birlikte Geliştirme ve Birlikte Başarma” başlıklı sunumunda, gelecek 10 yılın dünya için risk haritasını katılımcılarla paylaşarak iklim değişikliği karşısında yetersizlik, biyoçeşitlilik kaybı, doğal kaynak krizleri gibi çevresel risklerin çözümünün ancak “birlikte geliştirme ve birlikte başarma” yaklaşımıyla mümkün olabileceğini vurguladı. Bu riskler ve ilgili senaryoları tek tek ele alan MANDAL, “küresel salgın sırasında harekete geçirilen çok disiplinli çözümlerin, aynı hız ve odaklılık içerisinde 2030 yılına odaklı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için de harekete geçirilmesi öngörülmektedir.” dedi. Turizm Fakültemiz Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyesi Öğr. Gör. Merve MANDAL YAMAN, “tüm sektörlerde olduğu gibi mutfakta da sürdürülebilirliği nasıl sağlayabiliriz?” sorusuna cevap aradığı “Yeşil Mutfak” konulu sunumunda, yiyecek-içecek endüstrisinin karşısındaki tehditleri, kaynakların adil kullanılmaması nedeniyle yaşanan açlık, hastalıklar, içme suyu sıkıntısı ve gıda israfını ele aldı. Sürdürülebilir gıda noktasında dijital teknolojiler, nesnelerin interneti, akıllı mutfak cihazları, kompost üretimi, dikey tarım, gıda bankaları ve yeşil mutfak gibi yenilikçi yaklaşımları açıklayan hocamız, dünyanın çeşitli ülkelerinden ve ülkemizden yeşil nesil restoran örnekleri sundu. “Tekstilde sürdürülebilirlik” konusunu ele alan Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Başkanı ve İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Vehbi CANPOLAT konuşmasında, tekstilin ülkemiz sanayiindeki önemine ve Türkiye’nin tekstil sanayiinde dünyadaki öncü konumuna değinerek tekstilin tüm dünyada çevre kirliliğine neden olan başlıca sektörler arasında yer aldığına dikkat çekti ve pamuktan elyafa, ipliğe, dokumaya ve kumaşların terbiyesine uzanan üretim süreçlerinde tüketilen su ve enerji miktarı ile çevreye salınan kimyasalların boyutu hakkında önemli bilgiler verdi. Tüm bu süreçlerde tüketilen enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması, kimyasallarla kirlenen suların arıtılarak yeniden kullanımı ve giysilerin geri dönüştürülerek yeniden kullanıma sokulması gibi çözümleri açıklayan CANPOLAT, Paris Anlaşması ile birlikte gündeme gelen Sınırda Karbon uygulamasıyla tekstil üretiminin sürdürülebilir hale getirilmesinin artık ekonomik olarak da zorunlu hale geldiğini vurguladı. 3. günün son konuşmacısı Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Barış ÇALLI ise, “Sürdürülebilirlik ve Yeşil Mutabakat” konulu konuşmasında küresel iklim değişikliğinin sebebi olan sera gazları, iklim kriziyle mücadele ve Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın kapsamını ele aldı. Bu kapsamda biyoçeşitliliği korumak, tarladan sofraya, temiz enerji, sürdürülebilir sanayi, inşaat ve renovasyon, sürdürülebilir ve akıllı ulaşım ile kirliliğin ortadan kaldırılması başlıklarını işleyen ÇALLI, topraklarımızda organik madde açısından yaşanan fakirleşmeye çözüm olarak tarımda kompostun değerinden söz etti.
Sürdürülebilirlik Haftasının 4. gününde Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete SAATÇİ, “İstanbul’un Su Kaynakları” konulu sunumunda, “korunması ve savunulması gereken bir miras” olarak değerlendirdiği suyun iklim değişikliği nedeniyle uğradığı baskıyı, küresel ısınma ve kuraklık senaryolarını, ülkemizin nüfus artışına paralel olarak gelecek on yıllarda yaşamamızın öngörüldüğü su kıtlığını, tarımda uygulanan vahşi sulama ile gerçekleşen su israfının boyutunu ve toprağın tuzlandırılmasının yarattığı sorunları ele aldı. Sınıraşan su kaynaklarımızın taşıdığı stratejik öneme de değinen SAATÇİ, İstanbul’un öngörülen su ihtiyacına yönelik olarak su kaynaklarının nasıl planlandığı hakkında çok değerli bilgiler verdi. “Otomotiv Sektöründe Teknolojik Sürdürülebilirlik” konusunu ele alan Toyota Toyotetsu Proje Yönetimi, AR-GE ve Otomasyon Müdürü Ahmet Erdem ÖNER, konuşmasında bir sürekli iyileştirme felsefesi olan Kaizen felsefesi ve bu anlayışın firmalarındaki uygulamaları konusunda bilgi verdi ve bu teknikte sürekliliğin sistemdeki hataların sürekli azaltılıp israfların ortadan kaldırılması yoluyla sağlandığını vurguladı.
Haftanın son gününde ağırladığımız ETİ Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serkan KELEŞER, “Çevre ve Doğal Kaynakların Sürdürülebilirliği: Bor Örneği” başlıklı konuşmasında, antibakteriyel, antifungal ve antialerjik özellikleri olan ve girdiği her ürüne mukavemet kazandıran borun dünyadaki rezervinin yüzde 73’ünün ülkemizde bulunduğunu aktararak dünya bor pazarındaki satış payımızı da bu orana ulaştırma yolunda önemli adımlar attıklarını kaydetti. Borun üretimi sırasında ortaya çıkan katı ve sıvı atıkların geri kazanımı yoluyla üretilen ve mali açıdan çok daha değerli olan borik asit ve zırh ürünleri ile lityum gibi katma değerli ürünlerin üretimi konusunda yürüttükleri çalışmaları açıklayan KELEŞER, bu gibi ürünlerin AR&GE süreçlerinde üniversitelerin proje ve desteklerine ciddi ihtiyaç duyduklarını vurguladı.
Program kapsamındaki tüm etkinlikler hakkında çok daha ayrıntılı bilgi edinebileceğiniz Sürdürülebilirlik Haftası kitapçığımıza buradan ulaşabilirsiniz.